Gezegenlerin yörüngeleri neden eliptiktir hiç araştırdınız mı? Çünkü eliptik olduklarında dönmeleri daha kolay olur. Şaka şaka, durumun gezegenlerle uzaktan yakından alakası yok. Bugünkü konumuz oval aynakol yaprakları veya başka bir deyişle eliptik dişliler. Ama gezegenlerin neden eliptik yörüngeye sahip olduklarını da aşağılarda tartışalım. Bu yörüngelerin eliptik olması da oval aynakollar kadar garip çünkü. Kahveler hazırsa keyifli okumalar.
Oval aynakol dişlilerinin tarihi
Oval aynakol temelleri aslında 1890’lı yıllarda atılmasına karşın o dönem birkaç zihni-sinir projesinden öteye gidememişti. Tarih 1974’ü gösterdiğinde ise Kaliforniyalı Durham Bicycles, daha verimli güç aktarımının ancak bir eliptik dişliyle mevcut olabileceğini düşünüp tekrar oval aynakol girişimi yapsa da bu girişim de sadece deneysel olarak kalmış, pistlerde kendine yer bulamamıştı. Ancak eliptik dişliler, vitesli bisiklet kullanımının artması sebebiyle 90 yıl sonra Shimano ile tekrar gündeme gelmişti. Fakat o zaman dahi, eliptik aynakol dişlilerinin verimliliği çok uzun sürelerce tartışılmamış, alışılagelmiş formun dışına çıkıldığı için biraz linç edilip bir köşeye atılmıştı. Halbuki Shimano Biopace’in o dönemki durumunu ele aldığımızda kendisi gelecekte kullanılacak ve performansa etkisi yıllar sonra kanıtlanacak bir teknolojinin ilk eseriydi. Shimano zamanında karşılaştığı bu linçten ürkmüş olacak ki, biopace serisi oval aynakol dişlilerini 1993 yılında aniden rafa kaldırdı. Ve böylece oval aynakol mevzusu neredeyse 30 yıl daha tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.
2000’li yıllara, yani bisiklet endüstrisinin altın çağına geldiğimizde ise oval aynakol yaprakları kendilerini tekrar pazarda buluyor ve bu sefer birden fazla marka bu oval aynakolları satmak için adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Bunların başında ise Rotor markası Qrings ürünleriyle sektöre kibarca bir selam çakıyor. Rakipleri ise aslında kısa sayılabilecek bir sürede karşısına çıkıyor; Osymetric, Doval ve Absoluteblack. Aralarındaki en büyük gelişme ise Osymetric firmasından geliyor ve büyük takımlarla anlaşarak oval aynakolları pro peloton’da görmemizi sağlıyorlar. Tabi bu büyük pastadan pay kapmak adına Uzakdoğulu arkadaşlar birkaç kopya ürünü yine marka etiketi basarak satıyorlar. Ancak bu kopya ürünler bizim konumuzun dışında ve sektördeki hiç bir firmanın rakibi değiller elbette 😊 Bu büyük markaların dışında ise Ogival, First Components ve Morph Components gibi firmalar da yine deneysel olarak sektöre giriyorlar.
Oval Aynakol nedir
Oval aynakol dişlileri adından da anlaşılabileceği üzere yuvarlak değiller. Eliptik yani oval bir yapıları var ancak bu yapı, eliptik ofset yükseldikçe ovalden ziyade dikdörtgene doğru kayıyor. Yani dikdörtgen bir aynakol dişlisi görürseniz aslında o da oval sayılır. Sadece çok fazla oval olduğu için mekanik problem yaşamamak adına biraz köşelendiriveriyorlar 😊
Sahip oldukları bu oval yapının ise standart aynakol dişlilerine nazaran iki faydası mevcut. Bunları çok basit şekilde anlatmak gerekirse:
Oval aynakolların kadansa etkisi
Oval aynakol dişlilerinin bana göre en büyük faydası tam da bu başlık altında incelenebilecek cinsten. Oval aynakol dişlileri, standart dişlilere kıyasla daha hızlı pedala basmanızı sağlıyorlar. Bisiklet aynakolunu bir saat kadranı olarak düşünürsek Power Phase olarak anılan güç aktarım fazı saat 12 itibariyle başlayıp 3’te pik noktasına ulaşıp 4’te bitiyor. Tabi bu mükemmel bir bike fit gerektiriyor. Biz amatör sporcuların erişebildiği rakamlar ise biraz daha düşük (muhtemelen 1 ila 4 arası) 😊 geri kalan kısım ise “neredeyse” tamamen ölü nokta. Yani saat 4 ile 6 arasındaki bölüm, sadece diğer pedalın saat 12 bölümüne gelmesi için harcanan vakit. Oval aynakollarda ise bu kısımda çok daha az dişli var ve dolayısıyla saat 12 bölümüne çok daha çabuk geliyor. Bu ne demek? En basit anlatımla pedala çok daha seri basabilmek demek.
- Yeşil alan gücün en verimli ve en uzun aktarıldığı konum
- Kırmızı alan gücün doruk (pik) noktasında olduğu konum
- Mavi alanlar ise bizim deyişimizle “ölü bölge”
Oval aynakolların performansa etkisi
Oval aynakolların performansa direkt etki eden kısmı da yukarıda yazdığım power phase ile alakalı. Yine aynı şekilde saat 12’den başlayıp 4’e kadar devam eden bölümde bacaklarınızda normalin üstünde bir dişli sayısıyla hareket ediyorsunuz. Yani 4 ile 6 arası ne kadar düşükse 12 ile 4 arası o kadar yüksek. Hatta 3 ile 4 arası olan bölüm tepe noktasında, yani gücümüzü en çok pedala verebildiğimiz pik noktasında bizi daha fazla dişli karşılıyor, çünkü çok fazla gücümüz var ve bu gücü maksimum oranda kullanmamız lazım. İşte tam da bu noktada Oval aynakol mühendisliği devreye girip bize fazladan dişliler vererek pik noktasından maksimum kazanımı elde etmemizi sağlıyor. Ve böylece bacaklarımız bir tam tur pedal çevirirken daha az yorulup daha çok güç aktarmış oluyor.
Oval aynakol kimlere lazım?
Oval aynakol yaprakları, düz yolda veya inişlerde de kendini gösterse de asıl farkı yokuş çıkarken hissettiriyor. Yokuş çıkarken yukarıdaki başlıklarda da bahsettiğim tüm etkileri birebir yaşıyorsunuz. Daha hızlı pedal çevirebilme etkisi ile pedal kesmeden yokuş çıkabilir ve yüksek güç aktarımı sayesinde her bir pedal çevirişinizden maksimum faydayı edinebilirsiniz. Tabi burada oval aynakol yapraklarının bir mucize olmadığını da eklemem lazım. Hepimizin de bildiği gibi yokuş çıkmak bir bisikletçi için bacaklardan çok zihinde biten bir durum. Ama en dik yokuşlarda bile ayağınızın altında size destek olmak için bekleyen bir oval aynakol yaprağı olduğunu bilmek güzel bir his.
Oval aynakol eksileri
Kullandığım her ekipmana sırf ben kullanıyorum diye çok iyi demeyi oldum olası sevmem. Zaten ne çekiyorsam bu açık sözlülüğümden çekiyorum. Şimdi sırada oval aynakolların eksilerinden bahsetme zamanı.
Standart bir kullanıcı için en büyük eksi, ön aktarıcı ayarı. Ülkemizde oval aynakol için ön aktarıcı ayarı yapabilecek 2’den fazla mekaniker olduğunu düşünmüyorum. Ki bazı mekanikerler standart aynakol için bile ayarlayamıyorlar gördüğüm ve duyduğum kadarıyla. Ama eğer kendim ayarlarım derseniz bir sürü videolar var. Özellikle Absoluteblack markası bu konuda çok basit videolar yayınlayıp müşterinin tüm ayarları kendisinin yapmasına olanak sağlıyor. Yani eğer eliniz biraz yatkınsa bu sorun sizin için sorun olmaktan çıkabilir. Tabi aynakol dişlilerinizi değiştirirken tork anahtarı kullanmayı unutmayın. Tork anahtarı kullanma kılavuzu için Tork anahtarı nedir, tork anahtarı nasıl kullanılır? linkine tıklayabilirsiniz.
Bir diğer sorun ise zincir uzunluğu. Çünkü aynakolun her turda 2 defa değişen dişli sayısı, zinciri de aynı oranda gerip gevşetiyor, bu ise ayarlama yapmayı biraz daha zorlaştırıyor. Çünkü çapraz kullanımda arka aktarıcınızın gereğinden fazla gerilme veya zincirinizin tamamen boştaymış gibi sallanma riski doğuyor. Ancak bu sorun da tecrübeli bir mekaniğin elinde sorun olmaktan çıkıyor.
En büyük sorun ise, geçiş evresi. Standart (yuvarlak) aynakol dişlilerinden oval aynakol dişlilerine ilk geçtiğinizde bacaklarınız nerede ne yapacağını tam olarak bilmediği için özellikle yokuşlarda biraz ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Ama bu bisiklet sürmek gibi bir şey. Ben en son 3 sene önce oval aynakol dişlisi kullanmayı bırakmıştım. Bu ay tekrar başladığımda bu alışma ve geçiş evresi dönemleri tamamen iptal oldu. Bir kere kullanınca alışılıyormuş. Ama ilk kullandığım Rotor Qrings aynakol yapraklarında bir süre zorlanmıştım. Çünkü Oval aynakolların kadansa etkisi bölümünde de yazdığım gibi pedallar aşağıda iken bacaklarınız neredeyse tamamen boşalıyor ama siz buna alışkın değilsiniz. Ancak bu evre 1 2 hafta gibi kısa sürüyor sonrasında tamamen alışıyorsunuz. Osymetric markasında ise durum çok daha karışık. Çok basit bir örnekle Rotor Qrings modellerinin eliptik ofset aralığı 1.1 ile 1.16 arasındayken bu oran 1.215 e çıkıyor. bu yüzden Osymetric modellerinde biraz daha zorlanmanız mümkün. Çünkü çok fazla ovaller. Ama buna da alışmak çok uzun sürmüyor.
Oval aynakol dişlileri hakkında son söz
Standart yapraklar sizi standart yapar, kırın zincirlerinizi! Diyerek ahlaksızca bitirmek isterdim ancak mümkün değil, kırmayın güzel zincirlerinizi. Oval aynakollar kesinlikle tecrübe edilmesi gereken ekipmanlar listesinin başında olmalı. Eğer hiç kullanmadıysanız bir an önce edinin derim. Gerek performansa etkisi gerek hırçın görünüşüyle sizi hem performans olarak hem görsel olarak bir üst çıtaya çıkaracaktır. Çok yakında bir süredir kullandığım ve cidden çok özel bir ekipman gözüyle baktığım absoluteblack oval aynakol dişlileri hakkında bir inceleme paylaşacağım, şayet bu tip premium bir ürün ürün almayı düşünüyorsanız incelemeyi okumadan geçmeyin derim. Ben bugüne kadar 3 ayrı markanın oval aynakol yapraklarını kullanmış olmama rağmen hayretler içerisindeyim. Bu arada unutmadan, standart dişlileri de dışlamayın, onlar da bizim kardeşimiz. Dişliler kardeş patron kalleş!
Buraya kadar sıkılmadan okuduğunuz için teşekkür ederim 😊 hepinize kazasız sürüşler.
Gezegenlerin yörüngelerinin neden eliptik olduğu konusuna gelince; bu konu aslında en basit anlamıyla Kepler’in gezegensel hareket yasalarına dayanıyor. Johannes Kepler diyor ki; gök cisimleri sabit hızda olmadıkları için tek bir merkezi esas alıp yörünge kabul edemiyorlar. Bunun yerine iki ayrı merkeze bağlılar, çünkü hızları ve diğer gezegenlerin çekim güçleri değişken. Bu iki ayrı merkeze bağlı olma durumu ise geometrik olarak bir elips çizmelerine sebep oluyor. Tabi bu konunun sadece başlangıcı. Daha detaylı anlatmak isterdim ancak hazır anlatılmışı mevcut olduğu için hiç bulaşmıyorum. Gök cisimleri neden eliptik yörüngelere sahiptir? linkine tıklayarak bu konuda da aydınlanmak mümkün.