Fransa Bisiklet Turu – Nasıl izlenir?

Tour de France illüstrasyon

Bisikletçiler olarak hepimizde bir yarış tutkusu var değil mi?

“varya az daha pedala basabilsem Cavendish’i geçicem ama…” işte tam bu kafadan bahsediyorum. Gittiğimiz süratleri pro peleton sporcularıyla kıyaslamalar, takım formaları giymeler vs. hepimiz bu işten fazlasıyla keyif alıyoruz. Fransa bisiklet turu başladığında işi gücü bırakıp Tv karşısına geçiyoruz, kamera Fransa’nın eşsiz doğa güzelliklerini göstermeye başladığında “abi yapma ya, bana Cadel Evans’ı göster, napıcam ben otu çimeni” dediğimiz çokça oluyor…

Onlarca sporcunun arasında Peter Sagan’ı Mark Cavendish’i görmek için çabalıyoruz, Sagan neden yavaş gidiyor, Cavendish neden grubun en önünde değil, şu kaçış grubu dedikleri adamlar neden hep en önde gitmelerine rağmen birçok yarışı rakiplerine fark atarak bitirmiyorlar… Bunları pek düşünmeden takımlara, sporculara ve altlarındaki bisikletlere odaklanıp izliyoruz belki 🙂

Halbuki bisiklet yarışı öyle bisiklete bindin, pedala bastın hadi koçum bacaklarına kuvvet bir olay değil 🙂 Bu yazımızda değineceğimiz konu “Fransa Bisiklet Turu”. Umarım keyif alırsınız çünkü benim için düşünmesi, dile getirmesi muazzam keyifli bir konu bu.

tour-de-france-izleyici

Öncelikle izlemeye çalıştığımız yarış, bisiklet dünyasının en saygın, en prestijli, en fıtıfıtılı (?) bisiklet yarışı. Öyle ki birçok takım bu yarış için ayrı reklam alıyorlar. Yani bütün dünyanın gözü bu yarışın üstünde. Antrenöründen aşçısına kadar herkes ekstra bir çaba içerisinde çünkü herkes “rüya takımı” olmaya çalışıyor.

Tour de France’ı ana başlıklarla ele almak gerekirse;

Klasmanlar:

Tour de France, 3 ana klasmanda yarışılan bir bisiklet yarışı. Bu klasmanlar Puan klasmanı, Genel klasman ve Dağ klasmanları.

Dağ Klasmanı:

Dağ klasmanı birincisi Strava’dan da alışık olduğumuz “KOM” (king of mountains) lakabıyla anılır. Eğer bir yarışçı tırmanış etaplarını başarıyla ve birincilikle tamamladıysa, onu “kırmızı benekli mayo” ile göreceğiz.

Puan klasmanı

Yarışçıların bitiş çizgisinden ve yarış ortasındaki kapılardan geçiş sürelerine göre belirlenen puan klasmanı birincisini yarış sonunda “yeşil mayo” ile göreceğiz. Düz etaplarda bitiş çizgisinden geçme sırasına göre ilk 15 bisikletçiye 45,35,30,26,22,20,18,16,14,12,10,8,6,4,2 arası puan verilir. Bu puanların toplamına göre puan klasmanı birincisi değişir. Düz, orta eğimli ve yüksek eğimli etaplar olarak 3 ayrı sıralamaya göre puanlar belirlenir. Yüksek eğimli etaplarda daha düşük puan verilir.

Genel Klasman (maillot jaune)

Genel klasman cennet bahçelerinin kapılarını sporcularımıza açan bir şey 🙂 Genel klasman birincisi sporcumuzu “sarı mayo” (maillot jaune) ile göreceğiz. Nedeni ise 1919 senesinde yarışı düzenleyen L’Auto gazetesinin, baskı yapıldığı kağıdın sarı olması 🙂 Genel klasman da diğer klasmanlar gibi süre ile galip gelme esasına dayanır. Yarıştaki tüm etap puanları toplandığında en çok puana sahip olan sporcu “maillot jaune” giymeye hak kazanıyor. Bu mayo bisiklet yarışçıları için bir statü simgesi. Bu klasmanın galipleri genelde sprinter dediğimiz sporculardır. Bir önceki yılın genel klasman birincisi o sene yarışın ilk etabında sarı mayoyu giymeye hak kazanıyor. İlk etap sonrasında ise puanlamaya göre Sarı mayonun sahibi değişiyor.

tour-de-france-sprint-finish

Forma numaraları ve anlamları

Forma numaraları 1 ile 9 arasında değişmekte, 1 numaralı forma her zaman takımda birinci olması muhtemelen olan kişiye veriliyor, 2 ile 8 arasındaki forma numaraları ise, genelde yarışçıların soy isimlerine göre a’dan z’ye sıralanıp veriliyor.

Beslenme ve hidrasyon

Çok uzun süren etaplar sırasında sporcuların karınlarını doyurmaları, susuzluklarını gidermeleri için istasyonlar kurulmuş durumda. Sporcular bu istasyonlardan geçerken, kumanyaları ellerine tutuşturuluyor ve bisiklet üstündeki tempolarını bozmadan yemeklerini yiyip enerji ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Hidrasyon ise bambaşka bir dünya.

 
  Bunların dışında bir de, ödüller var ama biz bisiklete spor dalı olarak bakan insanlar olduğumuz için bu bölüme geçmeyelim derim. Şunu belirtmekte fayda var; Tour de France’da çok katı bir ceza sistemi uygulanıyor. Örneğin geçilmesi gereken bir yolu kestirmeden giden bir sporcu bunun için para cezası ödemek zorunda (takım bazında). Aynı şey peletonun gerisinde kalmış bir sporcunun, bir takım aracının rüzgârında peletona yetişmeye çalışması konusunda da geçerli. Hakemler bu tip konularda çok nadir iyi niyet göstermekte.

Bisikletler konusuna girmek isterdim ama bu fazlasıyla uzun bir konu ancak üstün körü de olsa şunu söyleyebilirim; Yol bisikleti yarışlarında bir ağırlık alt sınırı var. Bu sınır 2000 yılında 6,8 Kg olarak belirlenmiş, ve eğer bir bisiklet bu ağırlığın altındaysa aynakol göbeğine takılan özel ağırlık aparatları vasıtasıyla UCI sınırına çekiliyor.

Nokta 🙂

Bir cevap yazın